Sosyal Medya ve Çocuk

21. yüzyılın en büyük buluşları arasında kitle iletişim araçları yer almaktadır. Bunlar arasında şüphesiz en önemlileri televizyon ve internettir.

TV ve internetin yaşamımızda kapladığı alanla birlikte, bunların olumlu ve olumsuz etkileri konusundaki incelemeler de gün geçtikçe daha kapsamlı hale gelmekte, kimi zaman bizi tedirgin eden araştırma sonuçları yayınlanmakta, takip eden günlerde ise bu araştırmaları yalanlar nitelikte başka bir araştırmanın sonucu kitle iletişim araçlarının ana gündemini teşkil eder hale gelmektedir.

İnceleme ve araştırmalar süredursun; televizyonun ve internetin, gelişen sosyal medya ile birlikte, günlük yaşamımızda daha fazla yer almasına engel olabilmemiz ise gün geçtikçe daha da zorlaşmaktadır.

TV, internet ve bunların bir sonucu olarak sosyal medyanın sunduğu olanakları tek tek sıralamak neredeyse imkansız. Hayatımızın bir parçası haline gelmiş yüzlerce uygulamanın getirilerini bu nedenle sıralamak da yersiz.

Elektronik araçların ( cep telefonu, notebook vb. ) yaygınlaşmasıyla birlikte, sosyal medya ve internet uygulamalarından (internet, facebook, twitter vd. ) çocuklarımızı uzak tutmamız da mümkün olamamaktadır.

Günlük yaşamımızda facebook, twitter, iphone, ipad, android ve benzeri referansları içeren iyi veya kötü yüzlerce reklam ve haberle karşılaşıyor ve bu referanslara atıf yapan uzmanların uyarılarıyla gittikçe daha fazla endişeleniyoruz.

Elektronik cihazların fiiziksel kullanımına ilişkin sakıncaların tamamen giderilmesi mümkün değilse de, bu sakıncaların sınırlanması için, her bir elektronik ürün için standart tedbirler belirlenmiştir.( Örneğin cep telefonlarının kulağa çok yaklaştırılmaması, konuşma süresinin kısa tutulması vb. )

Ancak günümüzde, sosyal medyanın çocuklarımız üzerindeki yakın tehdidi, fiziksel gelişimlerine engel olmak ve ironik bir biçimde sosyalleşememelerine yol açmak olarak özetlenebilir.

Koca bir günü elinde ipad, iphone veya dizinde notebookta facebook, twitter açık olarak internette geçiren çocuğumuzun, bizim çocukluğumuzda karşılaşmadığımız yepyeni sorunlarla kendi küçük odasında yüzleşmesi hepimizi kaygılandırmakta ve önlemler almaya itmektedir. Oysa çocukların bedensel ve ruhsal gelişimlerinde spor, oyun ve arkadaşlığın önemi tartışılamaz.

Ebeveynler olarak, çocuğumuzun eğitiminde dahi artık belli bir pay sahibi olan internet ile sosyalleşmesinin bir parçası olan sosyal medyayı yasaklayarak sorunlarımıza çözüm getiremeyeceğimizi kabullenerek, bu ilişkiyi doğru bir biçimde kurgulamanın, çocuğumuz ve toplumumuz için sağlıklı bir iletişim kurmanın yollarını öğrenmemiz gerekmektedir.

  • Öncelikle çocuğumuzla sevgi ve güvene dayalı bir ilişki kurmalıyız, çocuğumuza zaman ayırmalıyız ve iletişimimizi hiçbir biçimde koparmamalıyız.
  • Çocuklarımızın dünyasında inkar edilemeyecek bir yere sahip olan sosyal medyayı onunla birlikte keşfedip o dünyanın çocuğumuz gibi bir parçası olmaya çalışmalıyız. Böylece o dünyayı çocuğumuzun bizimle paylaşmasına imkan sağlamış oluruz.
  • İnternet sağlayıcılarının sunduğu filtre hizmetlerinden yararlanmalıyız.
  • Tanımadığı kişilerle internet üzerinden görüşmesinin sakıncalarını çocuğumuza anlatmalıyız.
  • Sağlığını koruyabilmesi için elektronik cihazların kullanım koşulları ve sınırlamaları hakkında çocuğumuzu bilgilendirmeliyiz. (Görme, işitme sorunları, duruş ve iskelet sorunları, radyasyon riski, daha az hareketten kaynaklanan fiziksel problemler v.b.)
  • Sağlıklı bir şekilde fiziksel ve ruhsal gelişimini tamamlayabilmesi için interneti dengeli bir biçimde kullanması gerektiğini çocuğumuza açıklamalıyız ve çocuğumuzu kültürel aktivitelerle, yaşına ve gelişimine uygun aile etkinlikleriyle, aile içi sohbet saatleri ya da beraber oynanan oyunlarla desteklemeliyiz.
  • Evimizde ortak alanda bulunan bir bilgisayar üzerinden internet erişimini sağlayarak istenmedik durumların önüne geçebiliriz ve çocuğumuza paylaşmanın güzelliğini öğretebiliriz.

Sosyal medyanın aşkın dünyasının, hepimizi istisnasız kuşatıp teslim alacağını biliyoruz. Artık tek yapabileceğimiz onun temiz parlak ve geniş caddelerinde olduğu gibi, kirli karanlık ve tehlikeli arka sokaklarında da çocuklarımızın güvenle dolaşabilmesi, kendisini tanıyabilmesi ve kendini oluşturabilmesi için dikkat etmemiz gerekenleri ertelememek.

Not: Görsel www.safeinternet.org sitesinden alıntıdır.

Psikolojik Danışman

SEMA BAKIRDÖKEN